İnsanlığın 2024 yılında uydumuz Ay’a kalıcı olarak geri dönmesi kapsamında yürütülen Artemis Projesi ile gündem daha çok işin teknik boyutu etrafında şekilleniyor. Daha çok Ay Geçidi ve insanları Ay yüzeyine indirecek uzay araçlarının geliştirilmesine yönelik oluşan gündem, NASA’nın yayınladığı ve Artemis Programına ortak olmak isteyen ülke ile özel şirketlerin uyması gereken kuralların ana hatlarını belirleyen Artemis Mutabakatı ile değişti.
NASA’nın Artemis projesi kapsamında Ay’da uzun süreli varlık göstermek istemesi ve müttefiklerinin de bu anlamda söz konusu plan etrafında mutabakat sağlamasına yönelik ortaya konan prensiplerin en dikkat çekici başlığı ise uydumuzda kurulacak üsler etrafında kurulacak “güvenli bölgeler” konusu. Mutabakat metnine rakip ülke veya şirketlerin “zararlı girişimlerinin” engellenmesi adına konulan güvenli bölge konusu şimdiden tartışmaların odağı olmuş durumda.
Rusya, tepki gösterirken Çin ise temkinli yaklaştı
Bu konuda en çok tepki ise tahmin edileceği üzere Rusya ve Çin’den gelmiş. Rusya Uzay Ajansı Başkanı Dmitry Rogozin, Washington Yönetimini hedef aldığı açıklamasında NASA’nın ortaya koyduğu mutabakatı işgal senaryosuna benzetmiş. Rogozin, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “İşgal mantığı ister Irak ister Ay olsun değişmiyor. İstekliler koalisyonuna start verildi. Bundan ancak Irak ya da Afganistan çıkar.” ifadelerini kullanmış.
Çin ise tüm katılımcılarla iş birliği yapmak istediğini ifade ederken “insanlığın ortak çıkarları için katkı sunmaya hazırız.” şeklinde açıklamalarda bulunmuş. Ancak Dış Uzay Anlaşmasına atıfta bulunan ülke, Ay ve diğer gök cisimlerinin hiçbir suretle herhangi bir tek ülkenin yönetimi ve kontrolü altına alınamayacağı ilkesine vurgu yapmış.
Bazılarına göre güvenli bölgeler konusunda net olmayan konu aslında bu alanların büyüklüğünün nasıl ve kim tarafından belirleneceği hususu. NASA Başkanı Jim Bridenstine bu konuda söz konusu bölgelerin doğal bir biçimde ortaya çıkacağı ve hiçbir şekilde belli bir zümreye tahsis edileceği anlamı çıkmaması gerektiğini söylemiş. Bridenstine’ın bu konuya, “Temel olarak bu iş şöyle işleyecek. Ben senin işine sen de benim işime karışmayacaksın. Böylece hepimiz uzayda işimize bakacağız.” Sözleriyle açıklık getirdiği görülüyor. Ancak Kanada’da bulunan McGill Üniversitesi Hava ve Uzay Hukuku bölümü Öğretim Üyesi Ram Jakhu’ya göre bu konu o kadar da basit değil. Güvenli bölgelerin gerekli olduğunu ifade eden akademisyen, bunlarla ilgili sınır hususun önemli olduğunu aksi halde bunun “bir yerin birine tahsis edilmiş olması” durumunu doğurabileceğini hatırlatıyor.
Mutabakat metninde yer alan başka bir madde ise özel şirketlerin Ay’dan çıkarılacak maden ve minerallere sahip olma hakkıyla ilgili. Aslında ABD senatosunun bu anlamda 2015 yılında almış olduğu bir karar bulunuyor. Ancak uluslararası hukukta geçerliği olmayan bu karar, Artemis Mutabakatı ile uluslararası kabul görecekmiş gibi duruyor. Söz konusu maddenin özel şirketler için önemli olduğunu söyleyen eski NASA Başkan Yardımcısı Lori Garver, “Özel şirketler, çıkardıkları madenlerin yasal boşluklar nedeniyle kendilerinde kalmayabileceğini düşünürlerse neden bu zahmete girsinler ki? Dolayısıyla Artemis Mutabakatı ile giderilecek bu pürüz, uzayın keşfine yönelik gelişmelere oldukça olumlu katkılar sağlayacaktır.” demiş.
Tüm bu tartışmaların gölgesinde bir açıklama da NASA’nın Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkan Yardımcısı Mike Gold’dan gelmiş. Gold, yaptığı açıklamada “Ortaya konan prensiplere, uzaya görev düzenleyen aklıselim hiçbir ülkenin itiraz edeceğini düşünmüyorum.” derken Mutabakat ile ilgili ilginç bir benzetme de yapmış. Gold, açıklamasının devamında uzayı bir savaş ortamından ziyade iş birliği alanı görmek gerektiğini söylerken “Gelecek umarız ki Star Wars’dan daha çok Star Trek’e benzer. Pürüzler aşıldığında bunun gerçek olacağına inanıyorum.” ifadelerini kullanmış.
Kaynakça https://www.thejakartapost.com/life/2020/05/16/star-trek-not-star-wars-nasa-releases-basic-principles-for-moon-exploration-pact.html https://www.engadget.com/nasa-artemis-accords-202748982.html Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Efsane Türkiye’ye gelse alırım..
O ışık efektleri sadece yanlarda değil üstte de olmalıydı. Böylece tabancayı kullanan, kafasını yana eğmek zorunda kalıp, fıtık olmaz. Aynısını küçükken ışıklı ayakkabımda yaşamıştım oradan biliyorum. Ayakkabıma yan bakmaktan düz yürüyemiyordum. Hava atmaktan ziyade o havayı yaşamayı tercih ederim. 7 de olsam 70 de olsam kararım değişmeyecek.
Mukemmel bir silah acaba ne kadar hızlı atıyor. [resim]
Fiyat makul olsa efsane olur gerçekten ya.
Vay bee, bu cihaz xiaomi çıktı ben de diyordum kim üretmiş..
hocam 4x daha iyi direk hs attirir
Über
Evet ama 6x scop daha iyi gider buna daha uzaktaki hedefler için. Gerektiğinde 3x'e de çekebilirsin falan :D
Muskun alev tabancası vs bu
İstilacı güvercinlere karşı iyi olur. 5 10 dk da bir sopayı alıp kovalamak yordu artık.
Yakında su atan F18 falanda yaparlar :)
Hazneye kezzaplı su doldurup nişan almak yapmayın böyle şeyler yahu...
Xiaomi kendini çok geliştirdi artık her alanda kaliteli işler yapıyorlar.
fışkırttığı su mermi gibi isabetli gitmeyeceği için gereksiz diye düşünmüş olabilirler.
Lazer nişangah da eklenseymiş tadından yenmezmiş.