Anlık Bildirim
Sıradaki Video

Grundig 55 VLX 9750 SP TV ve MR8000 Wi-Fi Soundbar incelemesi

Bu videoda Grundig 55 VLX 9750'nin tasarımınına göz atıyor, paneli ve yeteneklerini sınadıktan sonra MR8000, Wi-Fi üzerinden kayıpsız ses aktarımı yapabilen soundbar'ını inceliyoruz.
1945 yılında Almanya’da kurulan Grundig markası, ses ve görüntü teknolojileri konusunda ilkleriyle biliniyor. 1945’te ilk radyoyu üretmesiyle ün kazanan bir marka. 2007 yılından bu yana Arçelik Aş. markalarından biri olarak faaliyet gösteriyor ve şirketin en yeni ürün kategorisine sahip markası. Elektronik ürünlerin yanında beyaz eşya, küçük ev aletleri ve kişisel bakım ürünleri de mevcut. Grundig özellikle sade tasarımları, kalitesi ve servis ağı ile farklılaşıyor. Tabiri caizse “İşte Alman kalitesi” dedirten ürünlerin arkasındaki isim. Türkiye’deki marka algısının da güçlü olduğu kanaatindeyim, test masamızda da iki güçlü ürün var.
Tam modeliyle Grundig 55 VLX 9750 SP. Kutusundan TV’nin kendisi, kumandası, alüminyum standı, gerekli vidalar ve alışılageldik dökümantasyonlar çıkıyor. Harici bir adaptör zahmeti yok, direkt fişiyle bağlıyorsunuz. Üç yıl garantili ürün, arkasında Arçelik ve 15 yıllık bir teknik servis deneyimi var, bir arıza durumunda yetkin bir muhatap bulabilmek gerçekten önemli.

Tasarım. Arçelik ve Beko mağazalarında mat siyah, Teknosa, Hepsiburada, Vatan ve Grundig’in kendi çevrimiçi mağazasında gümüş renkli versiyonu var. Çerçevelerin kullanıcıya bakan kısmı siyah sert plastik, dışarı bakan kısmı fırçalı metal malzemeden, soğuk metal hissiyatı gayet kuvvetli, sağlam hissettiriyor.
Alta sola durum LED’i, ortaya hafif parlak bir Grundig logosu konumlandırılmış, göz almıyor. Kavisli ızgaralı bir yapı var burada, hoparlör ızgaraları bunlar. Televizyon kalın bir televizyon değil, VESA ile duvara montajlayabiliyorsunuz. Standı var, alüminyum malzemeden ve gerçekten kaliteli, ağır bir stand, televizyonu yeterince stabil tutabiliyor.

Grundig’te bu tasarım dilinin adı Immensa ve 2016 German Design Award, Alman Dizayn ödülünü kazanmış. Ben de şahsen hoş buldum, salonda, stantta, duvarda uyumlu bir tasarımı  var.

Arkasına geçelim. Sola bakan 1 USB 2.0, bir tane de 3.0 portu, iki HDMI 2.0 portu ki biri MHL destekli, kabloyla telefonu, tableti bağlayabiliyorsunuz yani ve CI, Common Interface girişi var.

Arkaya bakanlarda sırasıyla 3.5mm jack, kulaklık bağlayabilirsiniz, AUX için kullanabilirsiniz mesela, uydu girişi ki çift tuner’li cihaz, 2 HDMI 2.0 ve 1 USB 2.0 portu daha, Gigabit RJ-45 portu ve optik ses çıkışını görüyoruz. Scart geriye uyumluluk düşünülerek eklenmiş.
Joistik formunda bir kontrolcüsü var, aşağıdan elle erişmesi, kullanması kolay.

2 grup halinde hoparlörler var, arkaya bakıyorlar, duvardan yankılanarak daha geniş bir sahne performansı hedeflenmiş, deneyimine değineceğiz.

55 inç 139cm IPS LCD panelli ekran UHD, yani 3840x2160 piksel çözünürlüğünde. Grundig, UHD+ olarak adlandırmış bu ekranı, “Plus” yani “+” diyebileceğimiz şeyler neler peki? Öncelikle HDR destekli, aynı sahnedeki karanlık ve aydınlık karelerde renkler, SDR TV’lere kıyasla daha canlı gösterilebiliyor, yani siyahlar daha siyah, canlı renkler daha canlı.
Wide Color Gamut, geniş bir renk gamutu destekli, yüzdeler de değil de deneyimden bahsedeyim, renkler canlı, özellikle film, belgesel, animasyon içerik, bunları tüketmesi keyifli, siyahlar yeterince derin; arkadan parlama yok, kenarlardan ışık sızması yok, ışık dağılımında da gözle görülür bir düzensizlik yok.

Micro Dimming Engine algoritmasıyla desteklenmiş, ekranı 900.000 kareye bölerek her piksel için en uygun siyah değerini belirleyen yazılımsal bir destek bu, karanlık sahnelerde detayları iyi koruyor diyebilirim. Ekran gerçek 100Hz tazeleme hızına sahip, ülkemizde 50, 100hz paneller var çoğunlukla.
Bu gerçek Hz değeri genelde manipüle edilip abartılıyor, önemli olanı gerçek Hz değeri arkadaşlar. Görüntüler gayet akıcı, aksiyon filmleri, futbol maçları, hareketin olduğu her şeyde görüntü 30 kare/saniye olsa bile Motion Picture Improvement, hem donanımsal hem yazılımsal bir şey bu, sahneden sahneye 60 kare/saniyeymiş gibi akıcı bir hissiyat oluşturuluyor, rakiplerinin de haiz olduğu bir özellik bu, en nihayetinde keyifli.
Arayüz. Grundig Vision OS adlı, Grundig’in kendi geliştirdiği bir işletim sistemi. Ana ekrana isterseniz uygulama, isterseniz görüntü girişi, isterseniz ses modu girişi ekleyin, özelleştirilebiliyor. Özellikle kolaylığı dikkatimi çekti, ayarları çok kurcalamaya gerek kalmadan arayüzde canlı bir şekilde yapabiliyorsunuz bu ayarları.Uygulama merkezindeki uygulamaların hepsi hemen kullanılabilir halde, uygulama yelpazesi verilen güncellemelerle genişliyor. Fan Cloud uygulaması güzel, dünya kupaları ve tüm maçlar, skor bilgileri, lig bilgileri, uygulama üzerinden takip edilebiliyor, bir yenilik durumunda bildirim gösterebiliyor.
Grundig’in dört çekirdekli olarak belirttiği bir yonga var üzerinde, detayında 2’si işlem, 2’si grafik ünitesi. Web tarayıcısı pek hızlı değil, onu söyleyeyim ama takılıp kalmıyor, video içerik açınca ana ekrana atmıyor mesela. Ayarlarda Resim modları var, film, spor, oyun, canlı gibi gibi, isterseniz elle renk sıcaklığı, kontrast gibi ayarlar yapabiliyorsunuz, yaptığınız ayar ve öncesi şeklinde gösteriliyor bir kısmı. Ben Mükemmel Netlik ve Micro Dimming’i özellikle açık tuttum, deneyimi geliştiriyorlar. 

Ses ayalarında da modlar var, en iyisi doğal olanı. Gece Modu kanallar ve içerikler arası ani ses yükselmesini engelleyen, gerçekten can kurtaran bir şey.

Ağ ayarları ki ister kabloyla, isterseniz 2.4 veya daha hızlı 5GHz üzerinden Wi-Fi ile, isterseniz Bluetooth ile bağlantı sağlayabiliyorsunuz. Miracast ile telefondan TV’ye görüntü aktarmak, DLNA kullanmak mümkün.
Video tarafında gördüğünüz uzantılı videoları, medyaları oynatabiliyor, ben 2.5 inçlik harici diskimi bağladım, Medya merkezinden içerik tükettim, sorun yaşamadım.

Ekran kaydı var, diyelim evde olamayacaksınız, diziniz kaçıyor, saatini, planını yapıyorsunuz, istediğiniz bir depolama birimine kaydını alıyor.

Kumanda büyük bir kumanda ama akıllı bir kumanda, biraz da ağır. Scroll’ümüz var, kademeli bir yapıda, aşağı yukarı yapması kolay. Navigasyon olması gerektiği gibi kolay. Önemli iki özelliği var, ilki kullanmayı kolaylaştıran imleci, ikincisi de sesle kontrol. Televizyonun temel özelliklerini kontrol edebiliyorsunuz, ses aç, ses kapa, şu kanala geç gibi, uygulama açabiliyorsunuz, sesle arama yapabiliyorsunuz yani kumandayla, klavyeyle uğraşacağınız yere sesinizle hallediyorsunuz işinizi ve Türkçeyi gayet iyi aygılıyor, sesle kontrol için TV’nin internete bağlı olması gerek.

Ses. Maksimum sesi bulunduğu odayı doyurur, maksimum seste distorsiyon yok. DTS destekli, modlar var, dediğim gibi Doğal’ı en doğalı, en dengeli profil. Detay ayrımı, gücü iyi, ağır baslarda tizler boğulmuyor ama biraz geri plana alınıyor. Çevresel sesi gayet iyi, yön ayrımını güzel hissettiriyor, konumlandırmaya göre değişir tabii ama arkaya bakan hoparlörleri sesi duvarlardan yansıtıp üç yönlü, karşısındakini içerisine alacak bir deneyim oluşturuyor. Özetle dizi-film tüketirken sesten yana müteessir olmazsınız, özellikle tok seslerini bir televizyon hoparlörüne göre başarılı buldum.

Ses sistemimiz de vardı, MR8000 Wi-Fi Soundbar. Soundbar ve Subwoofer, ikisi de mat siyah, gri şeritler var üzerilerinde. Üzerinde güç, tekli kurulum, ev ağı modu butonu, kaynak seçimi, kaynakta favori listeye geçme butonu ve ses ayarları var. Giriş anlamında AUX, bir Coaxial ve bir de HDMI girişi var, ses kalitesi anlamında HDMI’ı kullanmanızı tavsiye ederim. Kablosuz tarafta Bluetooth var, en önemlisi de Bluetooth’a kıyasla kayıpsız ses aktarımı ve menzilden bağımsız kontrol için Wi-Fi destekli.

Subwoofer, içerisinde rekleks bir sürücü/hoparlör var. Sürücü sola doğru bakıyor, yere bakması sesin tokluğu için daha iyi ama bu şekilde de koyduğunuz yüzeyi öyle çok sarsmıyor, komşuyu da daha az rahatsız ediyor. Merkez görevi gören soundbar ile kablosuz iletişim kurduğunu ekleyeyim, isterseniz bu baz kuruluma Wi-Fi protokolünü destekleyen 30 hoparlör daha bağlayabiliyorsunuz.

Mobil bir uygulaması var, bunun üzerinden ses sistemini Wi-Fi ağınıza ekleyip bir bölge oluşturuyorsunuz, farklı kurulumlar için birden çok bölge oluşturmak, farklı ses oynatmak da mümkün. Spotify ve Deezer gibi çevrimiçi hizmetleri destekliyor, Wi-Fi üzerinden MR8000’e kayıpsız ses aktarabiliyorsunuz. Bunlarla sınırlı değil mesela FLAC, kayıpsız parçalarınız için başka bir oynatıcınız var diyelim, kaynağı telefon seçip kalite kayıpsız müziklerimi de aktarabildim.

Ses kalitesi. Maksimum sesi iyi, seste cızırtı, yüksek seste yırtılma yok. Çevresel sesi, yön hissiyatı beklediğimden iyi, ses daha geniş bir alandan çıkıyormuş hissi veriyor. Detay ayrımı orta-iyi arası düzeyde ama subwoofer’ından beklentim boyutuna göre bir tık daha yüksekti. Dizi-film tüketmesi eğlenceli, normal bir televizyon hoparlöründen daha iyiler kesinlikle, özellikle de tok seslerde. Grundig bir televizyonla beraber alırsanız güzel indirimler de yapılıyor, paket halinde alınabilir.
Grundig 55 VLX 9750, bu gümüşü, dediğim gibi Arçelik ve Beko bayilerinde Miami serisi adıyla geçen mat siyahı da var ve yine Grundig MR8000. Fiyatlarını vermiyorum zira döviz kuru ve lira sürekli dalgalanıyor, güncel fiyatlara kendiniz takip edin derim. Televizyonun paneli iyi, renkler canlı, dizi-film keyifli, maçlar akıcı, çimlerin yeşili yeşil, hoparlörleri normal bir TV hoparlörünün birkaç tık önünde.
Akıllı kumanda, sesle kontrol sektör için yeni bir şey değil ama ekstra değil, televizyonla geliyor, bu güzel. İşletim sisteminden ne kadar faydalanıyorsunuz, seçiminizi belirliyor mu, hangisi olduğu sizin için ne kadar önemli, mutlaka yorumlarınızı bekliyorum. Televizyonun panelini beğendim, renklerini siyahlarını, izlemesini keyifli buldum, Soundbar da özellikle Wi-Fi, dolayısıyla da kayıpsız ses aktarımı desteğiyle beğenimi kazandı, fiyatı segmentinde iyi bir yerde.
 
Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim